11 Aralık 2011 Pazar

Fala inanmaaa !



"Fala inanma falsız da kalma" demiş atalarımız.
İyi demiş hoş demiş de ben inanıyorum, kapılıyorum büyüsüne :(

Geçenlerde ruh halim çok falcıydı.
Arkadaşımı ayarttım gittik.
Kahveden nefret ederim ama onu bir içişim vardı su gibi.
Şipşak kapattım, soğumasını bekledim, sıra bana geldi.
Ay bir heyecan bir korku.
En son bu duyguyu 7 yaşımda romatizma iğnesi olurken yaşamıştım.
Öhhöm neyse efenim kadın beni aldı odaya fincanı bir açtııı,
Amaan ya rebbiiiiiiim ! Kız neyi taktın bu kadar kafaya kim üzdü seni ! diye bağırdı.
Zırtapozu gördü, ay bu çocuk çok dengesizz dedi.
Zırtapozun en belirgin özelliği dengesizliği doğru söylüyor.
Bu çocuk seni çok üzmüş ama çok pişman döncek o sana,
sen de affetmem falan diyorsuuun ammmaa çocuğu görünce dayanamıyorsuun, affetcen bal gibi dedi.
Duruyor duruyor, bu çocukla tekrar birlikte görüyorum ben sizi diyor.
Bende bir mutluluk bir mutluluk, sanki zırtapoz bana tekrar dönmüş barışmışız gibi.
Allaaaam ya rebbim ağzın bal yesin emi kııız deyip boynuna atlayasım geldi falcı kadının da sakinliğimi hanımefendiliğimi bozmadım.
Kadın konuşuyor ben hala "ay dönecekmiş" diye düşünüp pişmiş kelle gibi sırıtıp kadının hiç bi dediğini takmıyorum.
Ben de nazar varmış, talip çokmuş, beğenen çokmuş vs vs diye egomu okşayacak sözler söylüyor ama benim hiiç umurumda değil.
Ben duymuşum duyacağımı, uçmuşum havalara, "bok gibisin sıfatın kıçıma dönmüş" dese yine moralimi bozamazdı yani.
Falcının etkisiyle bütün gün pişmiş kelle gibi gezdim ancak  yavaş yavaş etkisinden çıkıp gerçekle yüzleşiyorum.
Zırtapoz yok ve asla dönmeyecek.

2 yorum:

Hadi Sen de Fısılda